İDE NEDİR?
I. İ.D.E’nin, EĞİTİM SİSTEMİ İÇİNDEKİ GEREKLİLİĞİ
Anne, baba ve tüm eğitim görevlileri, Ülkemizde çocuklar eğitimle, 0-5 yaş arası, doğal aile ortamlarında, çeşitli yuva ve anaokulları gibi okul öncesi hizmet veren kurumlarda tanışıyorlar. Daha sonra ise, [4+4+4] 12 yıllık öğretim sistemi içinde eğitimlerine devam ediyorlar. Çocuklarımıza "eğitim nedir? " diye sorulduğunda, bize "bilginin elde edilmesi" gibi çok açık ve net bir cevap verirler. Bu, gerçekten de onlar için, ailelerinden ve okuldan izleyip bir solukta söyleyebilecekleri en gerçek yanıttır. Matematik, sosyal, fen, lisan dersleri vb. çocuklarımızın ders programlarını kapsayan tüm başlıklara baktığımızda, bunların, hayata atılan çocuklarımız için hep "dışardan içeri doğru" alınan, öğrenilen bir sistemin içeriği olduğunu görürüz. İnsan doğası içinde var olmayan, sonradan alınıp, biriktirilen kitap bilgilerimiz, bu eğitim sisteminin amacı, sonucu ve zenginliğidir. İnsanlığın gelişimi için, yöntemler ne kadar farklı olursa olsun, dünya üzerinde bu eğitim sisteminin gerekliliği ve zorunluluğu tartışılamaz. Pekala, nasıl oluyor da, bilim ve tekniğin bu denli ilerlemiş olduğu dünyamızda, insanlar şiddeti normal kabul etmeye başlamışlar, çocuklarımız doğruyu yanlıştan ayırt edemeyecek hale gelmişlerdir? Dürüstlük yerini yalan ve rüşvete; sevgi, nefret ve kıskançlığa; merhamet, acımasızlığa bırakırken, huzurun sadece maddi zenginlik ortamında elde edileceği inancı doğmuştur. Kendilerini bile kabul edemeyen çocuklarımız, değil topluma, anne ve babalarına bile saygı göstermezken, paylaşma, sabır, şefkat, hoşgörü, vicdan sorumluluğundan uzaklaşmış, bencil, umursamaz, doyumsuz hale gelmişlerdir. Bencilce kuruttuğumuz dünya kaynakları sonucunda, yediğimiz yiyecekler, içtiğimiz sular, teneffüs ettiğimiz hava kirlenmiştir. Modern dünyamızdaki bu tablo, bize, eğitim sisteminde bir eksiklik olduğunu apaçık gösteriyor. İnsanoğlunun doğasında olanı, içinde olanı dışarıya çıkarmayı hedef alan "İnsani Değerler Eğitimi -İDE ", bugünkü eğitim sisteminin tamamlayıcısı olarak, dünyanın çeşitli ülkelerinde ders programlarına alınmaya başlanmıştır. İnsani Değerler, her insanın içinde gizli olarak var olan, doğuştan getirdiği, insanı insan yapan temel değerlerdir. İnsan bunları dışardan elde edemez; bunlar, içten dışarıya doğru meydana çıkarılmalıdır. Fakat insan, doğuştan kendinde var olan insani değerleri unuttuğu için bunları ortaya çıkarmakta ve eyleme çevirmekte güçlük çekmektedir. "Unutmak" ile kastettiğimiz, çocuğumuzun doğduktan sonra, karekterini oluşturan çağa kadar, önce aile, arkadaş, komşu, çevre, okul ve medya gibi unsurlardan etkilenmesidir. İlk eğitimi oluşturanın, tüm bunların bir karışımı olduğunu biliyoruz. Ancak, zaman zaman bunların ne denli sağlıksız ve tehlikeli boyutlarda çocuklarımızı etkilediğine de tanık oluyoruz. Nasıl mı? Küçük bir örnek, ilk eğitim zincirindeki eksik halkaların, özü saf ve yumuşak yürekli olan çocuğumuzu nasıl etkilediğini gösteriyor. Çocuklarımıza, hakikat, dürüstlük ve sevgi gibi insani değerlerin önemini anlatmak, ilk etapta ebeveynlerin sorumluluğudur. Fakat ebeveynler, çocuklara hakikati konuşmalarını öğretme çabasında dahi bulunmuyorlar, yanlış bile yönlendiriyorlar. Telefona cevap vermek istemeyen bir baba, oğluna evde olmadığını söylettirmesi gibi bir yalana teşvik etmektedir. Bu şekilde çocuklar yalan söylemeye alıştırılmaktadır. Bunun sonucu olarak da büyüdüklerinde yalanlı dolanlı bir hayat sürmektedirler. Her ne şart altında olursa olsun insan yalan konuşmamalıdır. Eğitimin amacının yalnızca bilgi edinmek veya yalnızca insani değerleri geliştirmek olmadığını biliyoruz. Gerçek eğitim, bu ikisinin aynı anda, birarada, iç içe işlenmesidir. Her ebeveyn, çocuğunun , iyi bir eğitim alıp iyi bir meslek sahibi olmasını ister. Evlat sahibi olmak ve onu yetiştirme sorumluluğu, onun için "en iyi" olanı görme ve izleme gibi bir arzu yoğunluğunda sürer gider. Kutsal kabul edilen doktorluk mesleğini seçtiğinde, çocuğumuzla övünür, toplumda saygın bir yeri olacağını, iyi para kazanacağını düşünürüz. Bu beklentiler elbette doğal, doğru ve gereklidir de. Ancak, onun hastalarına ne denli şefkatli, merhametli, duyarlı davranıp davranmayacağına dair herhangi bir sorumluluk hissetmeyiz. Bu değerlerden yoksun bir doktorla karşılaştığımızda ise, küser, kızar, uzun uzun dünyanın ne hale geldiğinden bahsederiz. Gerçek eğitim, zihindeki kirlilikleri yok ederek, karekteri geliştirendir. Öğrencilerin iyi not almaları yeterli olmamalı, kötü ihtarlar almamaya dikkat etmelidirler. Ancak o zaman aldıkları notların bir değeri olur. Okuma yazma bilen, diplomaları olan kimseye iyi eğitim görmüş dememiz için, kitabi bilgilerinin erdem, görev, disiplin ve inançla yoğrulmuş olması gerekmez mi? Erdemlilik bahşetmeyen bir eğitim gerçek eğitim değildir. Bugün, dünyanın ihtiyacı olan eğitim, insani değerleri içeren, hayat boyu sürecek, sevgi ile insanı bütünleştirecek, dünyaya huzur getirecek bir eğitimdir. Bazılarının mutlu, bazılarının mutsuz olması yeterli değildir. Herkesin mutlu olması gerekir. Bu da ancak insani değerlerin uygulanması ile mümkündür. İnsani değerler ders kitaplarından elde edilemez. Onlar, doğduğumuz andan itibaren, içimizde Tanrı vergisi olarak, bizimle beraberdirler. Kişisel çaba ile onları geliştirmemiz gerekir. Bugün, dünyanın çeşitli yerlerinde insani değerlerle ilgili, belli yaş gruplarını içeren programlar, bu çabayı teşvik etmekte, çocukların değerleri uygulayarak hayata geçirmelerine yardımcı olmaktadır. Geçmişte, yaşlılarımızın bu değerlere nasıl sahip çıktıklarını ve çocuklarının körpe kalplerine bu tohumları ekmek için nasıl çaba sarfettiklerini biliyoruz. Birçoğumuz servet sahibi olabiliriz, okumuş, bilgi sahibi olabiliriz. Ancak bunların hiçbirisi bizim yüceliğimizi tayin etmeyecektir. Nicelik değil nitelik arayan inancımız, bizim servetimizi ve zekamızı, toplum için ne derece iyi bir şekilde kullandığımızla orantılıdır. İnsanın yaşamında ve doğada dengenin kurulması, ilim alanındaki gelişmenin bireysel kazançlar olarak değil, tüm dünya insanlarının faydalanması yönünde olduğunda gerçekleşecektir.
II. İ.D.E ‘YE GENEL BAKIŞ
İnsani Değerler Eğitimi, HAKİKAT, SEVGİ, DOĞRU DAVRANIŞ, İÇ HUZUR ve ŞİDDETTEN KAÇINMA 'dan oluşan beş temel evrensel değer ve bunların alt değerlerinin işlendiği bir programdır. Birçok dinin ve idealin bu değerleri ortaklaşa paylaşmalarına karşın, İDE programı içeriği ve öğretim tekniği açısından özgündür. İDE programını destekleyenler, toplumların, suç işleme, ırkçılık, şiddet, uyuşturucu kullanımı, kendine değer vermeme, başkalarına saygı duymama ve başarı düşüklüğü gibi sorunlarıyla, beş temel evrensel değerin, evde, okulda ve işte uygulanması ve içselleştirilmesi sayesinde başa çıkılabileceğine inanmaktadırlar. Çocukların ve gençlerin, toplumun yararlı üyeleri haline gelebilmeleri için ahlaki ve toplumsal sorumluluk anlayışı veren İDE programının eğitim sistemimiz içinde yer alması kaçınılmazdır. Kısaca Beş İnsani Değer'in tanımları ile neleri geliştirip, sağladıklarını görelim. HAKİKAT: Değişmezliğin ve zamandışılığın odaklanmasıdır. Bu değerin uygulanması idrak gücünü ve sezgiyi geliştirir. Kendini analiz etmeyi, akıl yürütmeyi, doğru ile yanlışı ayırd etme yeteneğini teşvik eder. SEVGİ: Tüm evreni bir arada tutan enerjidir. Tüm değerlerin seve seve uygulanmasını ve herkese karşı merhametli olunmasını sağlar. DOĞRU DAVRANIŞ: Aksiyon halindeki Hakikattir. Bu değerin uygulanması iradeyi geliştirir. İÇ HUZUR: Duyulara ilişkin bir dengelilik, sakinlik halidir. Aksiyonların, duyulara bağlı isteklerden temizlenmesine yol açar, halinden hoşnut olmayı teşvik eder. ŞİDDETTEN KAÇINMA: Tüm dünyayı kucaklayacak şekilde genişlemektir. Çevremize karşı bir yükümlülüğümüz olduğunu hatırlatır ve tüm yaşam biçimlerine yönelik bir uyum edinmemize yol açar. İşte, bu Beş İnsani Değer, aynen birer tohum gibi, özellikle çocukken ekildiğinde, karekterin doğru ve sağlam bir şekilde filizlenip sürmesine yol açar. İdeal olarak, İnsani Değerler Eğitimi'nin ileri yaşlarda da sürdürülmesi ve belirli yaş gruplarına uygun düşen, sistemli çerçevelere oturtularak, o filizin tam bir ağaç haline gelmesi sağlanmalıdır. Sonuçta ortaya, tüm toplumun gıda olarak alabileceği, hoş, lezzetli meyveler sunan, varlığıyla insanlara sevgiden başka hiçbir şey vermeyen bir ağaç yani bir "karakter abidesi" çıkacaktır. Peki, beş evrensel temel değer ve onların alt değerleri bunu nasıl sağlar? İnsan, bir melekeler manzumesidir. Bu kompozisyonu hiyerarşik bir şekilde aşağıdan yukarıya doğru dizersek, kısaca en altta insanın Duyuları, ortada Zihni, onun üstünde de Aklı yer alır. Duyular, dış dünyadan aldıkları bilgiyi zihne aktarırlar. Zihin de bu verilerin sürekli geldiği bir bilgisayar gibi sürekli çalışır. Akıl ise, bu bilgisayarı gereğince kullanması gereken "sözde sahibidir". Çünkü, genellikle zihin, sahibince yönlendirilemeyen, başıboş, çılgın bir bilgisayar gibi çalışır, çalışır, çalışır…Sahipsiz hale geldiğinde de onu, dışardan gelen veriler yani algılar, dürtüler ve onların ortaya çıkardığı istekler yönlendirir. İşte bu da öz bir ifadeyle "karaktersizliğe" yol açar. Halbuki, doğruyu yanlıştan ayırt etme ve sezgi gibi iki çok önemli araca sahip olan aklın danışmanlığında, zihin aynı verilerin doğru ve topluma yararlı olup olmadığına bakacak ve onları devreye sokup sokmaması da bu sonuca göre olacaktır. Böylece ortaya "karakterlilik" çıkacaktır. Demek ki şu üç şeyin sağlanması gerekiyor. 1. Duyuların kontrol altında tutulması, 2. Zihnin, dürtüler ile istekler yerine Aklın rehberliğini kabul etmesi, 3. Aklın da, doğruyu yanlıştan ayırt etme ve sezgi gibi araçlarla devreye girip zihni denetlemesi. İşte, bunları bir bütün halinde, ancak ve ancak İnsani Değerler sayesinde gerçekleştirebilirsiniz. Beş evrensel değerin içeriğine değinmeden önce, şu hususu vurgulamalıyız. İnsani Değerler Eğitimi'nde hiçbir baskı ya da zorlama olmamalıdır. İtici gücü Sevgi değeri sağlamalıdır. Sevgi, diğer dört değere şu özellikleri katarak hepsinde yer alır ve böylece hepsini cazip hale getirir: Sevgi, Hakikat'te düşüncededir. Sevgi, Doğru Davranış'ta aksiyondur. Sevgi, İç Huzur'da duygulardır. Sevgi, Şiddetten Kaçınma'da anlama melekesidir.
III. İ.D.E’nin AMAÇLARI
İnsani Değerler Eğitiminin amacı, değerleri çocukların gelişmekte olan kişiliklerine tanıtmaktır. Bu, onların hayatlarını dolu dolu yaşamalarını ve kendilerinden daha az şanslı insanlarla bunu paylaşmalarını sağlar. Toplumun, ülkenin ve dünyanın genel refahına katkıda bulunma bilinci ve mutluluğu, çocuğun karekter gelişiminde olumlu etki yapar. Çocuklar, bu beş evrensel değeri yaşamak için gerekli yetenekleri edinecekler. Hayata geçirebilmek için ise dinamik ve uygun yollar deneyerek, hareketlerinin sonuçları için sorumluluk duygusu geliştireceklerdir. İnsani değerleri, kişilik gelişiminin özü olarak alan çocuk, düşünce, söz ve davranıştaki birlik ve uyumun vazgeçilmezliği ile yaşamını gerçek anlamda zenginleştirecektir. |